23 Eylül 2010 Perşembe

Kendinize Güvenmenin 14 Yolu

Özgüven önemli bir kişisel özellik; yaşamla baş etmemizi ve sorunlarla gerçekçi bir şekilde mücadele etmemizi sağlayan ve zorluklara dayanmamızı kolaylaştıran... Peki insana güç veren, enerjisini artıran ve daha fazla çaba göstermeye özendiren özgüven nasıl kazanılır? İşte 14 kolay adım:

1. Önce bütün olumsuz tecrübeleri unutun. Durup dururken güveniniz yitirmeniz, basarisizlik duygusunu yasamanız bundan olabilir. O yüzden ilk adim olarak geçmişteki bütün kötü deneyimleri yok edin. Beyninizden silin gitsin!

2. Kendinizle iletişiminiz çok önemli. "Sen bunu yeneceksin" gibi cümleler kurmayın. Yani kendinize iç sesinizle "sen" diyorsanız bu sorundur. İlk olarak kendinizle "iletişim”e gecik, "ben bunu yaparım" seklinde cümlelerle ise başlayın.

3. Erteleme olayına bir son verin. Bir şeyi sonlandırmayıp, yarim bırakma, basarili olamama korkusuna dayanabilir. "Su an" yapacağınız ne varsa "hemen simdi" yapın. Bir not edin bakalım, "yarim" bıraktığınız isler çok fazla mi? Onları tamamlamak güven duygunuzu rehabilite edecektir. çok basit şeylerde bile bunu uygulayın. Sacınızı kestirmeyi ne zamandır erteliyor musunuz. Hemen gidin kestirin mesela..

4. Kesin olarak istediğiniz şeyin ne olduğunu düşünün. Tam olarak neyi, ne kadar, nerede ve nasıl elde etmek istiyorsunuz? Bunu dakikalarca düşünüp, o çok istediğiniz şeye odaklanın. Adrenalinizin arttığını, istediğiniz şeye kavuşmayı "düşünmenin" sizi pozitif bir ruh haline soktuğunu göreceksiniz.

5. Kötü tecrübeleri beyninizin bilgisayarını çöp kutusuna atıp, silmiştiniz ya. Eh simdi, arkadaşlarınızla beraberken biraz sikiliyorsunuz değil mi? Onlara hep "dertlerinizden" söz ederdiniz hani! Canim, biraz düşünün, sizin hiç basariniz olmadı mi geçmişte. Dost sohbetlerinde arada sırada bu başarılarınızdan da söz edin.. Anlatırken bunu nasıl yaptığınızı yeniden hatırlayacaksınız. Belki de bu yöntem, başka ulaşmak istediğiniz idealleriniz için de ise yarar!

6. Çevrenizi iyi gözlemlediniz mi? Basarili ve mutlu insanlar genellikle "Çözüm"e odaklıdır. Bu insanlar yüzde 20 problemlere, yüzde 80 çözümlere odaklanır. Bazı sorunlar aslında sizin "büyüttüğünüz" kadar değil. Siz ona "odaklandıkça" o büyüyor, büyüyor ve çözülmez bir hale geliyor. Bu sorunlarda çıkmaza girdiğinizde bir "örnek" bulun. Yari sorunu çözmüş bir insan örneği. O, nasıl çözdü? Tamamen bu yönteme odaklayın kendinizi.

7. Enerjinizi çoğaltın. Çünkü enerji bize sadece fiziksel güç olarak gerekli değildir. Duyu organlarımız da enerji ile çalışır. Bu enerji sesinize, bakışınıza, görünüşünüze etki eder. Spor yaptığınızda seremonin ve endorfin hormanlari artacak. Bu iletişimde çok önemli; Bakışlarınız da bu hormonların etkisiyle karsı tarafa daha kolay "olumlu" mesajlar göndermenizi sağlayacak. Kendinizi "iyi" hissetmek, güne gülümseyebilmek için spor çok önemli. Unutmayın, egzersizden uzak kaldığınızda, adeta benzinsiz bir araba gibisiniz!

8. Telkin çok önemli. Her ne istiyorsanız onu olmuş gibi hayal edin: Alt bilinciniz sadece şimdiki zamanı bilir. O yüzden gelecek zamanlı cümleler kurmayın. Örneğin, "zayıflayacağım" derseniz asla zayıflayamazsınız. Belirsiz bir gelecek yerine, "su anda yapıyorum" deyin.. Bu mesajı yolladığınızda, alt bilinciniz sizi o amaç için bazı tutumlara davet edecektir. Siz farkında bile olmadan... Enerjiniz çoğalacak, yavaş yavaş zayıflama isteği artacaktır.

9. Aman, renkler çok önemli. Giysilerde renk tonajlarına dikkat edin. Seçtiğiniz her renk sizi anlatıyor çünkü. Canlı renkler mutluluk ve neşeyi koyu renkler ise ciddiyeti temsil ediyor. Bu tarz olarak size en yakışanı secin. Bu giysileriniz canlı renklere sahipse güveninizin kendiliğinden geliştiğini göreceksiniz. (Tabii yerine göre.. Bir is toplantısına da pırıl pırıl renklerle gidilmez elbette.) Su acık ki, asil olarak “ten giysiniz”, yani solgun olmayan bir cilt, parıltılı bakışlar giysilerden daha da önemlidir. Olumlu düşündükçe farklı bir ten renginin ve bakışların sizde oturduğunu fark edeceksiniz.

10. “Evet” ve “hayır”lara dikkat. Hicrimse size istemediğiniz bir şeyi yaptıramaz. Bazı insanlara da hayır demeyi öğrenin. Hoşlanmadığınız bir mekana sizi götürmek isteyen arkadaşınıza karsı rahatlıkla " hayır" kelimesini kullanın. Birlikte keyif alacağınız mekanları seçecek arkadasınız mutlaka vardır. Sizi rahatsız eden, olumsuz ruh halinizi çoğaltan insanlarla ilişkinizi de gözden geçirin. Sizi üzen bir insanla yola devam etmek sizden sürekli götürecektir.

11. Geleceği "belirsiz" bırakmayın. Planlayın. O gerçekleştiğinde neler hissedersiniz, sürekli bunu düşünün. Artık o ideale, o "plan"a nasıl ulaşacağınızı düşünün ve kendinizi orada hayal edin sık sık. Örneğin işyerinizde “şef” mi olmak istiyorsunuz? Sürekli bunu nasıl gerçekleştireceğinizi düşünmenin ve bu anlamda somut olarak neler yapabileceğinizin ötesinde, o görevi "hayal" edin. Kendiniz orada, bir toplantıda iken hayal kurun örneğin. Hayaliniz güçlendikçe, tutumlarınız da değişecektir. Örneğin, o iste şef olmak için önce dil mi bilmeniz gerekiyor. farkında olmadan ayaklarınız sizi bir bir hafta sonu kursuna doğru götürecektir.

12. Geleceği planlamak kendinize güveni, kendinize güvenmek de size bazı “formüller” de getirecektir. Örneğin zayıflamak istiyorsunuz ama neden şişmanladığınızın "formülü"nü dikkate almıyorsunuz. İste olumlu bir şekilde başarıya odakladığınızda beyniniz, size "neden şişmanladığınızı da anımsatacak. Ve sizi kilo almaya götüren nedenleri de hayatınızdan kaldırmak üzere planlar yapıyor olarak bulacaksınız kendinizi..

13. Bir de, “olumlu” anlam içeren kelimelere dikkat edin. Olumsuz olarak beyninize yerleştirdiğiniz cümleler size baskı yapar. Orada "beslenir" ve daha güçlü olarak geri dönebilir". Bir örnek vermek gerekirse, "asla televizyon seyretmiyorum" demeyin. Beyniniz sizi daha istekli olarak TV seyretmeye zorlar. İnsanların "kötülükleriyle" uğraştığınızda da ters tepki verir. Kötü bir kelimeyi kullandığınızda ona yüklediğiniz anlamı bilincinize çağırırsınız! Bu kelimeyi çok sik hatırlamaya baslarsınız. Hatta yıllar sonra o eylemin içinde bile görebilirsiniz kendinizi. O nedenle "olumsuz" herhangi bir kelimeyi (Her ne olursa olsun) beyinize yerleştirmemeye özen gösterin.

14. Hayatinizi yönlendirin. Ne eksikse yaşamınızda ona katalize olun. Sevgi mi yok, sevgi birlikteliğine katalize olun. O boşluğu bir sevgili dolduracaksa, yani ona gereksinimiz varsa bunu planlayın. Bir takım duygusal boşlukların yerini başka şeylerle kapatmayın. Zaten olumluya ve başarıya katalize olmuş bir ruh hali, başka arayışlarınıza çözüm bulmak üzere de konumlanacaktır. Basari ve sevgiyle birlikte donanmış benliğiniz, size enerjiyi ve mutluluğu da çağıracaktır.

Enteresan bilgiler

1. Suudi Arabistan'da bir kadın kocasına kahve yapmazsa bu boşanma nedenidir.
2. Bir köpekbalığı 100 milyon damla deniz suyu içindeki bir damla kanı hissedebilir.
3. Bır fare bir deveye oranla daha uzun süre susuzluğa dayanabilir.
4. insan midesi 2 haftada bir iç zarını yenilemek zorundadır aksi halde kendi kendini sindirir.
5. i harfinin üzerindeki noktaya ingilizler "Dedikodu" derler.
6. Bir bardak taze şampanyanın içine bir kuru üzüm atarsanız üzüm asansör gibi bardağın altından üstüne üstünden altına sürekli dolaşır.
7. Eğer ağzımıza attığımız bir şeye tükürüğümüz değmese onun tadını anlayamayız.
8. Erkek Peygamber Devesi dişinin kokusunu 7 mil öteden duyabilir.
9. George Washington evinin bahçesinde marijuana yetiştirirdi.
10. Zürafa kulağını 53 santim uzunluğundaki dili ile temizler.
11. Lübnan'da dişi bir hayvanla cinsel ilişkiye girmek serbesttir ama erkek hayvanla yasaktır.
12. Mc Donalds'ın karının % 40'ı çocuk menüsü satışından gelir.
13. Her insanın dilinin izi de parmak izi gibi farklıdır.
14. Tarihi fılm Ben Hur'da çekim ekibinin farketmediği kırmızı bir otomobil görünür.
15. Einstein 9 yaşına kadar düzgün konuşamamıştır. Ailesı onun özürlü olduğunu düşünmüştür.
16. Hergün doğan çocukların ortalama 12'si yanlış anne babaya verilmektedir.
17. Kağıt para sanıldığı gibi kağıttan değil pamuktan yapılır.1950'den önce kenevir, ağaç kabuğu ve marijuana yaprağı kullanılarak yapılırdı.
18. Çikolatanın köpekleri öldürdüğü doğrudur. Onların kalbine ve sinir sistemine zarar verir. Yarım kilo kadar çıkolata küçük bir köpeği öldürebilir.
19. Birçok ruj çeşidi balık pulu içerir.
20. Katil balinalar köpek balıklarının midesine alttan torpil gibi vurarak onları öldürür.
21. Donald Duck çizgi fılmleri Finlandiya'da yasaklanmıştır. Nedeni kahramanların don giymemesidir.
22. Ketçap 1830'lu yıllarda ilaç olarak satılırdı.

Süper bir fıkra

Yeni mahallesinde kahvede sohbet eden adama arkadaşları: ''Senin aile yaşantına hayranız, eşin ve çocuklarınla çok mutlu bir yaşantın var. Karının bir dediğini iki etmiyorsun.

Bu mutluluğunun sırrını bize de anlat yoksa pısırık olduğunu düşüneceğiz.'' derler.

''Kısaca anlatayım ...'' der adam. ''Düğünümüz bittikten sonra karım kendi atına, ben de kendi atıma bindik evimize doğru gidiyoruz. Benim bindiğim atın ayağı takıldı ve sendeledi. Karım eğildi ve benim atıma 'Bir' dedi. Biraz daha ilerledik ve benim atımın ayağı tekrar takılıp tökezlediği zaman eşim tekrar eğilip atıma 'İki' dedi. Az sonra atım tekrar aynı şekilde tökezleyince eşim atından indi ve at'a 'Üç' dedi ve çeyizinden tabancasını çıkartıp atımı alnından vurdu.

Ben şok olmuştum ... Eşime bir hışımla çıkıştım ''Yazık değil mi ata, neden vurdun kadın, manyak mısın sen?'' diye bağırdım ... Karım arkasını döndü ve bana 'Bir' dedi. Ve o günden sonra karımın bir dediğini iki etmedim :))

Erkek adam bilgisayarı böyle kullanır !

Silmek istediği bir dosyayı Shift+Del kombinasyonu ile siler, geri dönüşüm kutusu kullanmaz, tükürdüğünü yalamaz.
* Windows gezgini kullanmaz, aradığı dosyayı anında bulur.
* IP'sini gizlemez.
* Windows XPde bir hata olduğunda hata raporu göndermez, ispiyonculuk yapmaz, hoşgörülüdür.
* MS Office yardımcısını da diğer yazılımların Yardım menülerini kullanmaz.
* Bilgisayarcı kültürüne saygı gösterir. "Tek rakibim AMD", "Rahmetli de X386'ydı", "Bir sana hasretim bir de 3Ghz CPU hızına", "Windows'un ustasıyım, Linux'ın hastasıyım" gibi sözleri ağzından düşürmez.
* IMAC gibi renkli, cicili bicili bilgisayar kullanmaz.
* Görev zamanlayıcı kullanmaz, kafasına estiğinde defrag yapar.
* İnternette sörf yapmaz, olsa olsa tavla oynar.
* Antivirüsle, spyware ile uğraşmaz. Gerekirse format basar.
* Multimedya klavye kullanmaz.
* Laptopun dokunmatik faresini kullanmaz, normal fare takar.
* Işıklı-janjanlı kasa kullanmaz.
* Ekran koruyucu kullanmaz.
* Overclock yapamıyorum diye ağlamaz.
* Sistemi eski de olsa onu hor görmez, sahip çıkar.
* "Bilmiyordum yanlış yaptım PC bozuldu" demez. "Sinirlendim vurdum tekmeyi, bozuldu" der.
* Markalı PC almaz, kendi PC'sini kendi toplar.
* AMD 3000+'ı 2.6Ghz'e overclock ederken yanan işlemcisini servise götürdüğünde adam gibi doğruyu söyler, "abi açtım çalışmadı" demez. "Ne biçim işlemci bu, adam gibi overclock yapılmıyor" der.
* Bilgisayar ayarlarını kurcalamaktan kaçınmaz. Gerekirse bozar ama yine de kurcalar.
* Sınır tanımaz! ADSL limiti 3GB ise 2.9'da durmaz, sörfe devam eder.
* Hızlı yazayım derken yaptığı yazım yanlışlarını silmekle uğraşmaz, hemen Enter'a basıp gönderir.
* Sabit diskden, fandan, CPU'dan çıkan seslerle huzur bulur.
* Fedakar olur, yaz sıcağında kendisi boncuk boncuk terlese bile vantilatörü kasadan içeri doğru tutar.
* Mouse kullanmaz, klavyedeki hünerlerini her yerde gösterir.
* XP'sini Windows klasik temasıyla kullanır. Şekerci dükkanı gibi kullanmaz.
* Dial-up'ında "save password" demez, tüm şifrelerini hatırlar hepsi de farklıdır.
* My Pictures veya My Music klasörlerini kullanmaz, aksine siler.
* USB'den kahve ısıtıcı kullanır. Mutfağa gitmez. Kahvesini yudumlarken kullandığı ICQ'sunda yazışacak birini bulursa, klavyeyi on parmak kullanmak için kahve tutacağı olarak DVD-ROM'unu kullanır.
* Boş USB yuvası bırakmaz hepsini doldurur.
* Gecenin bi vakti bile olsa bilgisayar başında atletle şortla oturmaz.
* İşlem yapıyor ikonu olarak kum saati yoktur. Tesbih çeken, volta atan Kadir İnanır bakışlı insan modeli vardır.
* Yazılımların LITE sürümlerini kullanmaz.
* Ctrl+Alt+Delete ile uğraşmaz direkt reset atar.
* Sevdiği kızın adını ağaca değil, monitöre kazır.
* Ayna önünde değil, web cam yardımıyla monitör önünde tıraş olur.
* 128 MB USB bellek taşımaz, babalar gibi 80 GB sabit disk taşır.
* QuickFormat atmaz.
* Yamasını kendi yapar, internette yama aramaz.
* Bulduğu Windows açıklarını kendi kapatır.
* Sistemini power tuşuyla değil anakartın üzerinden kısa devre yaptırarak açar.
* Disket sürücüsünden vazgeçmez.
* Evinde evcil hayvan yerine virüs besler.
* Tıklamaz "basar".
* Pencereleri ve bilgisayarı fareyle kapatmaz, Alt+F4 kullanır.
* Renkli, cicili bicili Windows Media Player arayüzü yerine, siyah arayüzlü Winamp kullanır.
* Uzaktan yardım kullanmaz, hatalı bilgisayar nerdeyse oraya gider.
* Beta program kullanmaz.
* Optik sürücüyü asla tuşuyla kapatmaz, eliyle iter.
* IE'nin verdiği hatalara sinir olmaz onu bağrına basar yine kullanır.
* Klavye bozulduğunda çöpe atmaz oturur can yoldaşını tamir eder...edemezse ettirir

5 Ağustos 2010 Perşembe

Tavsiyeler

1- Aklını kullan.
2- İyice tanımadan hiçbir insana bağlanma.
3- Bitmemiş ilişkilerin üzerine ilişki kurma. Acı çeken sen olursun.
4- İyice soruşturup diğer insanların da haklı olabileceğini düşün.
5- Seni takmayanı sen hiç takma, konuşmayanla asla konuşma.
6- Güvenmediğin biriyle asla çıkma.
7- Yalanını yakaladığın kişinin düzelebileceğini düşünme.
8- İnsanlara doğru değer ver, hak etmeyenleri sil.
9- Kimseye yalvarma.
10- Asla dönüp de arkana bakma.
11- Sır tutmasını bil.
12- Dostlarının sevgilinden daha önemli olduğunu unutma. Onları asla sevgilin için satma.
13- Hak ettiğin sevgiyi alamadın mı kendini üzme, sorun sen değilsin.
14- Kimsenin lafıyla dolduruşa gelme, ama aklının bir köşesinde de tut.
15- Kafanda bitirdikten sonra iki çift tatlı söz, iki damla gözyaşı için asla yumuşama.
16- Seni sevenlerle kullananları iyi ayırt et.
17- Seni dinleyip anlama niyeti olmayanlarla tartışma.
18- Emrivaki oluşturulan dostlukları kabul etme.
19- Eğer verdiğin sır o kişide kalmıyorsa ikinci bir sır verme.
20- Dostun olacak insanları bazı kriterlere göre belirle.
21- Kendini öven insanlardan kaç.
22- Karşındakinin doğruyu söylediğini varsayma.
23- Kendine saygını yitirmene neden olacak hiçbir şey yapma.
24- Sorunun olduğunda insanlar zaman ayırıp seni dinliyorlarsa onların öğütlerini göz ardı etme.
25- Göz göre göre su birikintilerine taş atma, mutlaka üstüne sıçrar.
26- Kendinin herkesten daha önemli olduğunu unutma.
27- Sen istemediğin sürece tanrı dışında kimsenin seni üzemeyeceğini aklından çıkarma.
28- Gözyaşlarının değerini bil. Onları hak etmeyenler için harcama.
29- Sana bahşedilen zekâyı kullanmayarak tanrıya hakaret etme.
30- Senin zekâna inanan insanları hayal kırıklığına uğratma.
31- Kendini sev.
32- Alkol alınca kontrolünü yitirenlerle asla tartışma.
33- Dışarıdaki güneşe bakıp gülümse ve önünde koskocaman bir gelecek olduğunu unutma.
34- Dostluğunla yetinmeyenler için hiçbir fedakârlık yapma.
35- İnsanları kaybediyorsun diye ağlayıp sızlama, ama kazandığın insanların değerini bil.
36- Aşkta bile mantığına küsme. Kalbin doğru yolu bulacak içgüdüye sahip değil.
37- Kimseye taşıyabileceğinden fazla değer verip bununla övünmesine fırsat verme.
38- Güvenmediğin kimseye aleyhine kullanılabilecek hiçbir koz verme.
39- İstediğini almak için asla duygu sömürüsü yapma.
40- Sana duyulan sevgiyi ve güveni istismar etme.

Günün Sözü

" Bir araya gelmek bir başlangıçtır.
Bir arada kalmak bir ilerlemedir.
Bir arada çalışmak ise başarının ta kendisidir."

Anonim

18 Temmuz 2010 Pazar

İki şey

İki şey insanı "nitelikli insan" yapar: :
1 İradeye hakim olmak
2 Uyumlu olmak
İki şey "ekstra değer" katar :
1 Hitabet ve diksiyon eğitimi almak
2 Anlayarak hızlı okumayı öğrenmek
İki şey geri bırakır:
1 Kararsızlık
2 Cesaretsizlik
İki şey kaşif yapar:
1 Nitelikli cevre
2Biraz delilik
İki şey ömür boyu boşa kürek çekmemeni sağlar:
1 Baskın yeteneği bulmak
2 Cidden sevdiğin işi yapmak
İki şey başarının sırrıdır:
1 Ustalardan ustalığı öğrenmek
2 Kendini güncellemek
İki şey başarıyı mutlulukla beraber yakalamanın
sırrıdır:
1 Niyetin saf olması
2 Ruhsal farkindalik
İki şey milyonlarca insandan ayirir:
1 Sorunun değil çözümün parçası olma
2 Hayata ve her şeye yeni
(özgün, orijinal, farklı)bakış acısıyla
yaklaşabilmek.
İki şey gelişmeyi engeller:
1 Aşırılık ( mübalağa, abartı, ifrat, tefrit)
2 Felakete odaklanmış olmak
İki şey çözüm getirir:
1 Tebessüm (gülümseme, sırıtma veya kahkaha değil!)
2 Sükût (susmak)
İki sey"kalitesiz insan"ın özelliğidir:
1 Şikâyetçilik
2 Dedikodu
İki şey çözümsüz görünen problemleri bile çözer:
1 Bakış acısını değiştirmek
2 Karsındakinin yerine kendini koyabilmek
İ ki şey yanlış yapmanı engeller:
1 Şahıs ve olayları akil ve kalp süzgecinden
geçirmek
2 Hak yememek
İki şey kişiyi gözden düşürür:
1 Demagoji (laf kalabalığı)
2 Kendini ağıra satmak (övmek, vazgeçilmez
göstermek

hayat dersi: püf noktası

Bir fabrikada imalat hattindaki cok onemli olan ana makinalardan biri arizalaninca fabrikadaki tum uretim de durdu. Mevcut teknisyenler makineyi calistirmak icin cok ugrastilar, ancak ne yaptilarsa nafile, bir turlu basaramadilar. Sonunda disaridan uzman cagirdilar. Uzman gelip makineyi inceledi. Durumuna bakti. Sonra cantasindan bir cekic cikardi. Elinde cekicle makineye yaklasti. Makinenin belli bir noktasina elindeki cekicle dikkatlice sert bir vurus yapti. Makine hemen calismaya basladi ve hicbir ariza olmamis gibi devam etti. Fabrika tekrar harekete gecti. Uzman fabrikadan ayrildiktan iki gun sonra faturasini gonderdi :

"Hizmet bedeli karsiligi 1.000 USD (bin dolar)"

Fabrika muduru bu faturaya cok kizdi. Tepesi atti ve bir cekic darbesi icin bin dolari cok buldu. Uzmandan ayrintili fatura gondermesini istedi. Uzmandan bir gun sonra asagidaki ayrintili fatura geldi :

Makineye cekicle vurma bedeli..............1 dolar
Nereye vuracagini bilme bedeli..........999 dolar
Toplam.............................................1.000 dolar

Saklambaç

Uzun zaman önce, insanlar dünyaya ayak basmadan önce, iyi huylar ve kötü huylar ne yapacaklarını bilemez halde dolanıyorlarmış. Bir gün toplanmışlar ve her zamankinden daha fazla canları sıkkın otururken; Saflık ortaya bir fikir atmış :
Neden saklambaç oynamıyoruz ?
Ve hepsi bu fikri beğenmiş, hemen Çılgınlık bağırmış : ben ebe olmak istiyorum !
Aralarında hiçbiri Çılgınlığı arayacak kadar çıldırmadığı için, hemen kabul etmişler. Çılgınlık bir ağaca yaslanmış ve saymaya başlamış, 1,2,3,... ve Çılgınlık saydıkça , iyi huylarla kötü huylar saklanacak yer aramışlar. Şefkat ayın boynuzuna asılmış, Sevgi bulutların arasına kıvrılmış, Yalan bir taşın altına saklanacağını söylemiş ama yalan söylemiş çünkü gölün dibine saklanmış, Tutku dünyanın merkezine saklanmış, Para hırsı bir çuvalın içine girerken çuvalı yırtmış. Ve Çılgınlık saymaya devam etmiş, 79,80,81, ... Aşkın dışında, bütün iyi huylar ve kötü huylar o ana kadar zaten saklanmış. Aşk kararsız olduğu gibi; nereye saklanacağını da bilmiyormuş. Çünkü hepimiz Aşkı saklamanın ne kadar zor olduğunu biliriz... ve Çılgınlık 95,96,97 ' ye gelmiş ve 100'e geldiği anda, Aşk sıçrayıp güllerin arasına girmiş ve saklanmış.. ve Çılgınlık bağırmış :
Önüm, arkam, sağım, solum sobe saklanmayan ebe ! geliyorum
Arkasını döndüğünde ilk önce tembelliği görmüş, o ayaktaymış çünkü saklanacak enerjisi yokmuş. Sonra Şefkati ayın boynuzunda görmüş ve ihaneti çöplerin arasında, Sevgiyi bulutların arasında, Yalanı gölün dibinde, Tutkuyu da dünyanın merkezinde, hepsini birer birer bulmuş, sadece biri hariç. Ve çılgınlık umutsuzluğa kapılmış, en son saklı kişiyi bulamamış. Derken Haset, Aşk bulunamadığı için haset duyarak, Çılgınlığın kulağına fısıldamış :
Aşkı bulamıyorsun çünkü o güllerin arasında saklanıyor.
Çılgınlık çatal şeklinde tahta bir sopa almış ve güllerin arasına çılgınca saplamış, saplamış, saplamış ta ki yürek burkan bir haykırma onu durdurana kadar. Ve haykırıştan sonra, Aşk elleriyle yüzünü kapayarak ortaya çıkmış, parmaklarının arasından sicim gibi kan akıyormuş. Çılgınlık Aşkı bulmak için heyecandan Aşkın gözlerini çatal sopa ile kör etmiş.
Ne yaptım ben ? ne yaptım ben ? diye bağırmış Çılgınlık, seni kör ettim. Nasıl onarabilirim ?
Bunun üzerine Aşk cevap vermiş :
Gözlerimi geri veremezsin, ama benim için bir şey yapmak istersen benim kılavuzum olabilirsin...
O günden itibaren, Aşkın gözü kördür ve o günden beri Çılgınlık da her zaman onun yanındadır.

9 Haziran 2010 Çarşamba

SÖZÜN GÜZELLİĞİ

Eski Roma'nın ünlü generallerinden birinin eşi dünya güzeli bir kadınmış.
Kültürü, neşesi, ev sahibeliği üslubuyla benzeri güç bulunur bir "şahane
kadın" Boşanacakları haberi çıkmış,
bütün Roma bu haberle çalkalanıyor.
Yakın arkadaşları bir cesaret konuyu açmışlar:
- Eşin Roma'nın en güzel, en beğenilen, gıpta edilen kadını, diye
başlamışlar; lafı birbirinin ağzından alarak dakikalarca övdükten sonra,
sözü şu suale getirmişler. Nasıl olur da ondan ayrılmayı düşünebilirsin?
General bacağını uzatarak:
- Çizmemi beğendiniz mi önce onu söyleyin bana, demiş.
- Çok güzel!
- Tay derisinden yapılmıştır. Sicilya'nın en marifetli çizmecisi
tarafından, kendi eliyle,benim için yapılmıştır. Bir benzerini bütün Roma'da
bulamazsınız.
- Belli, demiş arkadaşları. Benzersiz derken de haklısın. Ama bunun, bizim
sualimizle ne alakası var?
Arkadaşlarının merakını iki kelimeyle gidermiş general:
- Ayağımı sıkıyor;....
İnsanda güzel olan yüzdür,yüzde güzel olan gözdür ama insanı insan yapan
ağızdan çıkan sözdür.....
 

  • SD
  • File Recovery Outlook Repair Company-List Business Directory Computer Directory Dating Directory Undelete Finance Directory RAID RecoveryBeyonce Knowles Katy Perry Internet Privacy Online Marketing Shopping Directory Software Directory Decks Hard Drive Recovery Free Web Hosting Used Cars Zip Codes Marisa Miller Data Recovery Renovations Weight Loss toplist
    Zirve100 Site ekle
    Zirve100 Site istatistikleri
    Zirve100 Site ekle